Bir varmış, bir yokmuş. Yeşil bir ormanda, Minik Tavşan adında sevimli bir tavşan yaşarmış. Minik Tavşan’ın tüyleri bembeyaz, gözleri boncuk gibiymiş. Her sabah zıp zıp zıplayarak ormanda gezermiş.

Bir gün Minik Tavşan, ormanda parlak, kırmızı bir top görmüş. “Bu ne güzel bir top!” demiş. Topu yuvarlamaya başlamış. Top yuvarlanıyor, Minik Tavşan da peşinden zıplıyormuş. Ama birden top, çalıların arasına kaçmış!

Minik Tavşan üzülmüş. “Topum nerede?” diye düşünürken, bir kurbağa zıplamış yanına. “Kvaak! Topunu gördüm, çalıların orada!” demiş Kurbağa. Minik Tavşan, “Bana yardım eder misin?” diye sormuş. Kurbağa gülümsemiş, “Tabii ki!”

Birlikte çalılara gitmişler. Kurbağa zıplaya zıplaya topu bulmuş. “İşte burada!” demiş. Minik Tavşan çok sevinmiş. “Teşekkür ederim, Kurbağa! Sen çok iyi bir arkadaşsın!” demiş. Sonra ikisi birlikte topu yuvarlayıp oynamışlar. Orman kahkahalarla dolmuş.

O günden sonra Minik Tavşan ve Kurbağa en iyi arkadaş olmuşlar. Her gün birlikte zıplar, oynar ve ormanı neşeyle doldururlarmış.